Reviews for A disimprisoned epic

The average rating for A disimprisoned epic based on 2 reviews is 5 stars.

Review # 1 was written on 2020-09-10 00:00:00 Linda Williams "1789 Fransız Devrimi, paramparça olmuş bir rejimin üzerine yeni bir dünya inşa etme iradesi ve kudretidir. Kimsenin asla beklemediği ve ortada böyle bir fikrin bile olmadığı devrim, sıradan insanlar dahil tüm insanlar için yaşamı bütünüyle dönüştürmüştür." "Aydınlanma filozoflarının ruhuyla ve Özgürlük/Eşitlik/Kardeşlik düsturuyla coşan devrim, özel hayatın idamesini kiliseden devlete vermiş, devletin meşruiyetini halkın egemenliğine dayandırmış, sivil özgürlüğü ve yasa önünde eşitliği getirmiş, köleliği kaldırmış, protestan ve Yahudilerin sivil haklarını eksiksiz tanımış, kamusal alanı genişletmiş, büyük çocuğun miras hakkını gözeten kuralın yerine eşit mirası yerleştirmiş, boşanma hakkını vermiş, çocuğu devlet korumasına çekmiş, eskiye ait sembol, alışkanlık ve söylemlerin tamamını değiştirmeye çalışmış [takvimi dinsel figürlerden arındırıp günlük yaşam ve matematiğe göre yeniden yapmış, metrik sistem getirmiş, aristokrasiye ait kent meydan, cadde ve sokak isimleri değiştirmiş (Paris'te 1400 sokak), aristokratlara siz (vous) diğerlerine sen (tu) diyen düzeni yıkmış, mektup sonlarındaki "en uysal ve mütevazı hizmetkârınız" tabiri yerine "esenlik ve kardeşlikle" ifadesini getirmiş, aristokrakratların giysileri yerine modanın sıradan insanlar tarafından yeniden dizayn edilmesini sağlamış] ve daha sonra Avrupa'yı dize getirecek olan bir ulus birliğini/devletini (ordu/bayrak/marş) inşa etmiştir." "Eski Rejim'in zihinsel çerçevesini ortadan kaldırmak için şiddet gerekiyordu ve şiddetin kendisini, putkırıcı, dünyayı yerle bir eden, devrimci şiddeti hafsalamız kolaylıkla kavrayamaz." "Buna rağmen, "Terör Dönemi" olarak bilinen ve 'Devrim Mahkemesi'nin giyotinin de hızlı çalıştığı dönemde 17.000 kişi hayatını kaybetti ki 18.yy ve 20.yy standartlarına göre bu çok yıkıcı bir sonuç değildir. Ölenlerin %71'i karşı devrimcilerle iç savaşta ölenler, giyotine gidenlerin ise %75'i ellerinde silahla yakalananlardı." "Yine de bu şiddet, totalitarizme giden taşlarını döşedi." "Diğer yandan devrimci şiddet, Eski Rejim'deki kurumları öylesine aniden ve öyle büyük bir güçle yıktı ki, her şey olanaklı hale geldi, ütopyacı bir enerjiyi serbest bıraktı." "Koskoca bir halkın gündelik varoluş koşullarına isyan edip bunları değiştirebilmesi inanılmaz görünür ama devrim bu inanca meydan okur; devrim,  insanlık durumunun sabit olmadığını, değiştirip dönüştürülebileceğini ve sıradan insanların tarihin ıstıraplarına katlanmak yerine onu yapabileceğini gösterir." "Fransız Devrimi, aynı zamanda bir edebi devrimdi; aristokrasinin en üst dönemi XIV.Louis saray metinlerinin sembol yazarı Moliere'i yeniden yazmaktı. Devrimin kiliseye karşı kanadının zihinsel öncüsü Voltaire, yasa koyma, din ve şiddet ile onu kontrol etme olarak ele aldığı iktidarı, bir tiyatro performansı, kültürel bir kuralın sahneye konması şeklinde tanımlıyordu. Devrimin aristokrasiye karşı zihinsel öncüsü Rousseau ise Voltaire'in iktidarın ana vasfı olarak tanımladığı kültürel sisteme saldırdı ve Moliere' in İnsandan Kaçan kitabını parçalarına ayırarak kültürel devrim için bir manifestoya dönüştürdü; Voltaire'in aristokratik edebiyat görüşünü demokratik bir siyaset teorisine çevirip, siyasal analizini bir sivil din önerisiyle taçlandırdı. Jakobenler gerçeği yeniden inşa ederken Rousseau'nun bıraktığı görevle çıktılar yola: Moliere'i yeniden yazmak.

Review # 2 was written on 2020-08-18 00:00:00 Boda Mara Canetti anılarında, biraz da tesadüfen denk geldiği bir halk ayaklanmasının kendisini nasıl dönüştürdüğünü anlatır. Seneler boyu o ayaklanmanın etkileriyle yaşar ve onu düşünür. Kitle ve İktidar'ı da böylece yazar. Bu küçük kitapçık iki makaleden oluşuyor. Her ikisi de o kitle ruhunu ele geçirebilmek için çok hoş ayrıntılarla yüklü. İkinci makaledeki Voltaire - Rousseau karşılaştırması ise muhteşem. Çok sade bir dille, lafazanlık etmeden neler neler anlatılabiliyor, insan hayret ediyor.